RSS Feed

24 Ocak 2010 Pazar

ÇOCUKLARDA GEÇ KONUŞMA

Çocuğun ailesinden yeterli ilgi ve sevgiyi görmemesi, kaza ya da buna benzer travmatik durumlar, çocuğu duygusal olarak etkiler ve konuşmayı geciktirebilir. Annenin çocuğuna aşırı düşkünlüğüne bağlı olarak çocuk daha ihtiyacını söylemeye çalışırken ona söyleme fırsatı vermeden ihtiyacını gidermeye çalışması da önemli bir etmendir. Anne çocuğa isteğini dile getirme fırsatını vermez ise çocuk, sonraki zamanlarda söylemeye ihtiyaç duymayacak ve konuşma çalışması yapamayacaktır. Bu durumdaki çocuklar, 3–4 yaşına geldiği halde konuşmayabilirler.Çocuklar, iyi konuşuncaya dek ihtiyaç ve isteklerini beden hareketleriyle veya farklı seslerle ifade eder. Örneğin oyuncağı istediğinde eliyle gösterip “ıh ıh” diyerek “bana ver” demek istemektedir. Konuşmanın oluşmaya başlamasından sonra bu şekildeki ifadelerle yetinilmemeli, hemen istediğini yapmamalı ve çocuk konuşmaya özendirilmelidir (“Ver de vereyim” gibi), bu yapılmadığında böyle ifadelerle anne babasının kendisini anladığını gören, işini yaptırmaya alışan çocuk, konuşmayı erteler. Ayrıca çocuğun söyledikleriyle ilgilenilmemesi, bir şey söylediğinde duymamış gibi yapılması ve tepki verilmemesi ile onunla yeterince konuşulmaması, masal anlatılmaması, kitap okunmaması gibi hallerde çocuk dil gelişimi bakımından yaşıtlarından geri kalır. Çocuğun hazır olmadığı, istemediği anlarda konuşması için zorlanması da konuşmaya karşı direnç göstermesine yol açar.Bunun yanında çocuğun yetiştiği ortamda dilin sürekli tartışma aracı olarak kullanılması da konuşmayı geciktiren bir faktördür. Çocuk buna bağlı olarak konuşmaya karşı olumsuz bir tutum içine girebilir ve konuşma isteğinde bulunmayabilir.Bunun için anne babaların, çocuklarının konuşma çabalarını desteklemesi, bir şeyler söylediğinde onu pekiştirmesi önemlidir. Bundan sonra çocuğun isteğini ifade etmesine fırsat verilmelidir. Çocukla bol bol konuşmalı, ona masal anlatılıp ninniler, şarkılar söylenmeli, kitap okunmalıdır. Yalnızca sözel tepkilerle yetinilmemeli, beden dili ve davranışlarla da iyi iletişim içinde olmaya özen gösterilmelidir. Bu ona güven verir, kendine güveni artınca konuşmak için daha çok çabalar.Bilişsel faaliyetler bu dönemde gelişme gösterir. 12–18. aylar arasında bebek, deneme yanılma tekniğini kullanarak kendini çözüme götürecek yeni yollar keşfeder ve keşfinin sonucunu görmek ister. Örneğin oyuncağını yere, yastığın ve halının üzerine attığında farklı sesler çıktığını (yastıktan daha az ses çıktığını) fark eder. Bunun sonucunda oyuncağını nereye atacağına karar verir. Bu dönemde bebeğin çeşitli özelliklere sahip malzemelerle denemeler yapması algısal gelişimin yanısıra bilişsel gelişim üzerinde de olumlu etki yapar.18. ay dolaylarında nesnenin sürekliliği kavramı iyice yerleşirken bu aydan sonra anlama ve kavrama becerileri ile amaç sonuç bağlantısı gelişir. Bunun sonucunda eylemlerini daha anlamlı ve amaca yönelik olarak gerçekleştiren bebek, düşen oyuncağını ararken doğru yöne bakar, onu almak için amaçlı olarak hareket eder. Önündeki nesneleri yerinden oynatır ve ona ulaşır. Bu ilk zekâ belirtisidir. Ancak nesneleri son kaybolduğu yerde değil ilk denemede bulduğu yerde arar. Çözüme ulaşma gayreti bundan sonra ilerleme kat eder.Duyusalmotor dönemin son aşamasında bebek, bir şeyler öğrenmenin ve keşfetmenin yanında zihinsel koordinasyonlar kullanmaya, problemlere bu yolla çözümler aramaya, yeni araçlar icat etmeye başlar. Bilişsel özelliklerini semboller aracılığıyla dış dünyaya sunar.İki yaşından sonra bilişsel gelişimin bir sonraki aşaması olan işlem öncesi dönem başlar. Çocuk artık nesneleri ve sembollerini aklında tutmaya, bir sembolle bu sembolün temsil ettiği şey arasında ilişki kurmaya başlar. Daha bilinçli davranır, yeni etkinlikler dener, başarılı olamadığı zaman önceden ustalaştığı benzer bir davranışı tekrarlayarak sonuca ulaşmaya çalışır. Eskiden olduğu gibi deneme yanılma ile yetinmez, seçenekleri değerlendirerek, saptayarak, ilişki kurarak ve tasarlayarak hareket eder ve çözüm arar. Doğrudan algı alanında olmayan ancak daha önce izleyip hatırladığı bir davranışı veya olayı taklit yoluyla ortaya koyabilir. Kendisinden istenen bazı şeyleri yerine getirebilir, örneğin oyuncaklarını yerine götürür. Bunlar, kavrama ve dil gelişimindeki ilerlemeyi gösterirken onun aktif olarak düşünebildiğine ve çeşitli sonuçlara ulaşmak için fikirler, planlar geliştirebildiğine de işaret eder. 3 yaşına doğru ilgi alanında dikkatini toplama ve hatırlama süresi yaklaşık 15 dakika dolayına ulaşır.Ancak çocuk bu dönemde dış dünyayı kendi benmerkezci bakış açısıyla algılar ve değerlendirir, başka açılardan değerlendiremez. Her şeye canlıymış gibi davranır ve onlarla konuşur. Anne ve babasından öğrendiği cümleleri oyuncaklarıyla paylaşır. Kendisine söylenmiş “kırma, yemek ye, sessiz konuş, üzülme vb.” kelimeleri oyuncaklarına ya da birlikte oyun oynadığı çocuk veya kişilere söyler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder